NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
13 - (692) حدثنا
زهير بن حرب
ومحمد بن
بشار. جميعا
عن ابن مهدي.
قال زهير:
حدثنا
عبدالرحمن بن
مهدي. حدثنا
شعبة عن يزيد
بن خمير، عن
حبيب بن عبيد،
عن جبير بن
نفير؛ قال:
خرجت
مع شرحبيل بن
السمط إلى
قرية، على رأس
سبعة عشر أو ثمانية
عشر ميلا.
فصلى ركعتين.
فقلت له. فقال:
رأيت عمر صلى
بذي الحليفة
ركعتين. فقلت
له. فقال: إنما
أفعل كما رأيت
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
يفعل.
{13}
Bize Züheyr b. Harb ile
Muhammed b. Beşşâr, hep birden İbni Mehdî'den rivayet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize
Abdurrahmân b. Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Yezîd b. Humeyr'den, o
da Habib b. Ubeyd'den, o da Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivayet etti. Şöyle
demiş:
Şurahbîl b. Simt ile
beraber onyedi veya onsekiz mil mesafede bulunan bir köye gitmek üzere yola
çıktım. Şurahbîl, namazı iki rek'ât kıldı. Bunun (Niçin yaptığını) kendisine sordum: Dediki:
— Ömer'i,
Zü'1-Huleyfe'de iki rek'ât kılarken gördüm de ben de ona sordum. Ömer: Ben
ancak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den gördüğüm gibi yapıyorum,
dedi.»
14 - (692) وحدثنيه
محمد بن
المثنى. حدثنا
محمد بن جعفر. حدثنا
شعبة، بهذا
الإسناد.
وقال: عن ابن
السمط. ولم يسم
شرحبيل. وقال:
إنه
أتى أرضا يقال
لها دومين من
حمص. على رأس ثمانية
عشر ميلا.
{14}
Bu hadîsi bana
Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer
rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, bu isnâdla rivayet etti. (Yalnız o)
İbnü's-Simt'dan dedi; Şurahbîl adını söylemedi. Bir de: Kendisinin Hınıs'dan
onsekiz mil uzakta bulunan ve Devmîn (veya Dûmîn) denilen bir yer'e vardığını
söyledi.
İzah:
Zahirî'lerden bâzıları
bu hadîsle istidlal ederek sefere çıkan bir kimsenin tam bir günlük bir yere gitmese
de namazlarını kasr edebileceğini soylemişlerse de hadîs-i şerifde bu hususa
delâlet yokdur. Çünkü gösterilen her iki aded şüphelidir. Binaenaleyh bunların
hiç birine îtimâd olunamaz. Birinin sabit olduğu farz edilse bile bu mikdâr,
namazı kasr ederek kılmağa başladığının iptidâsıdır.
Hz. Ömer'in
Zû'l-Huleyfe'de namazı kasr ederek kılması, o yer'in seferin sonu olduğuna
delâlet etmez. Şurahbîl'in kasr ederek kıldığı mesafe şek'siz olarak bilinse
bile onun fiili hüccet olamaz; çünkü kendisi bir kavle göre tâbiîndendir.
Cumhûr-u ulemâya muhalefet etmişdir. Yahut onyedi veya onsekiz mil mesafede
namazı kasr etmesi, yolculuğu esnasında olmuşdur. Bu mesafe onun gideceği yerin
sonu değildir; diye te'vîl olunur.